Aziz Polikarp MS 69 yılında bugün İzmir olarak bilinen ve dönemin en önemli kentlerinden biri olan Smryrna’da dünyaya geldi. Ailesi ilk Hristiyan topluluklarından birine ait olan Polikarp iman konusunda küçük yaşlardan itibaren İsa’nın kişiliğini tanımayı öğrendi. Kilise’nin ilk kurulduğu dönemlere denk gelen yaşamında Aziz Yuhanna ile yolları kesişti ve Kurtuluş Mesajını İsa’nın kendisine tanıklık etmiş bir havariden öğrenmeye başladı.
İman ve ümit konusunda içinde doğmaya başlayan sarsılmaz inanca Yuhanna sayesinde sevgiyi de ekleyen Polikarp, Aziz Yuhanna tarafından Smyrna episkoposu olarak önerildi ve Smryna episkoposu Aziz Vukolos tarafından atandı. Aziz Polikarp episkopos olduğunda 34 yaşındaydı. Genç ve dinamik yapısı, bilgeliği ve Kutsal Ruh ile doluluğu sayesinde İzmir ve çevresinde kurtuluş müjdesinin güçlü bir tanığı oldu.
Dönemin Roma yönetimi oldukça baskı ve zulüm dolu olduğundan Aziz Polikarp hizmet süresi boyunca daima düşman duvarıyla çevriliydi. Dışarıdaki tehditlerin yanı sıra içeride de sapkın öğretilerle savaşmak zorundaydı. Gnostizm ve kilisenin öğretisine zıt düşünceleri yayan ve yaygınlaştırmak için kendi kilisesini kuran Sinop’lu Macrion Hıristiyanları imandan uzaklaştırmak için büyük bir çaba veriyordu. Çoktanrılı inançların içinde ortaya çıkan tek ve gerçek Tanrı fikri o dönem oldukça tehlikeli bulunmaktaydı. Bu nedenle Hristiyanların izledikleri yol daima zorluklarla ve düşmanlarla çevriliydi. Bu nedenle Aziz Polikarp inancı oluşturan üç ana prensibi hayatında yaşayan ve yaşamı boyunca öğreten bir kişi olmuştur. Bu prensipler iman, umut ve sevgidir.
Aziz Polikarp MS 107 yılında şehit edilen ve o dönemin Antakya Episkoposu olan Aziz İgnatius ile Smyrna’da karşılaştı ve aralarında İsa’dan kaynaklanan derin bir dostluk doğdu. Aziz İgnatius Asya ilindeki kiliselere gönderilmek üzerek yazılmış mektupları Aziz Polikarp’a verdi ve episkopos zaman kaybetmeksizin mektupları çoğaltarak tüm Asya iline iletti. Tanrı sözüne ve iman olana bağlılığı sayesinde daima ivedilikle davrandı.
Hristiyanlığın ilk yüzyılında İzmir kilisesinin büyük bir önemi bulunmaktaydı. İmanın doğru ve güçlü bir şekilde aktarılmasında Aziz Polikarp çok sayıda imanlının babası ve öğretmeni olmuştur. Bunların içinde en ünlüsü hiç kuşkusuz Aziz İreneus’dur.
MS 154 yılında Roma’ya giden Aziz Polikarp, Papa Anicetus ile paskalya tarihi konusunda ciddi bir tartışma yaşadı. Tartışmanın ana konusu paskalyanın kutlandığı tam tarihi içeriyordu. Papa paskalya gününün Pazar gününe denk gelmesini iletirken Aziz Polikarp bu tarihin hangi güne denk gelirse gelsin Nisan ayının 14’ü olarak kutlanması gerektiğini savundu. Bu konuda aynı fikirde buluşamamış olmalarına rağmen Hristiyan sevgisiyle ve barış içinde ayrılmayı başardılar.